yeraltıedebiyatı

__________________________________________________________

yeraltıedebiyatı
beş para etmez hikayeler | hoşa gitmeyecek anılar | uyduruk şiirler |
her şeye rağmen | hayatta kalma mücadeleleri |
açılmayan yerler | verilmeyen haklar | görülmeyen şeyler |
köşebaşı kavgaları | bi sarımlık cigaralar | yalnızlık |
anlatamayış | arayamayış | bulamayış | ve daha niceleri
-uzaklaş, durma kaç!

__________________________________________________________

18 Kasım 2012 Pazar

dönmeyecek olana şarkı


S
anki gül tütününden doğmuş, saçlarını güneş destelemiş,

Artık güneş doğmuş ya da doğmamış, Mecnun beklemiş
Ruhunu uyanık bırakan her anında..
Eskimiş her kelime, hezeyanlar sokağında..




Bütün oyuncaklarımı terkettiğim gündü. Geleceğine inanmıştım. Her şeyi ertelediğim gündü, değişmek istediğim gündü. Kendimi kaybetmiştim, bulmak istediğim gündü. Bütün sevgileri atıp içimden, varlığımı yalnız ona verdim ben. İstemedi. Gelmedi.

Ben, ellerim ve ertelediğim her şey boşlukta kaldı.

Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi, kalbinizi dolduran duygular, kalbinizde kaldı.


9 Kasım 2012 Cuma

yağmur güzeli















Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.

Bir gün çıkıp gideceksin
Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak
Cadde cadde,sokak sokak
Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım
Beni bir köşe başında ağlıyor bulacaklar.
Saklamak zor olacak,çaresiz kalacağım
Seni sevdiğimi anlayacaklar.
Üstüme yağmurlar yağacak
İnce bir dal gibi birden kopup kırılacağım
Kaldırım taşlarında sıcaklığım kalacak
Kahrolacağım.

Bu şiiri yağmur yağarken yazdım
Ezanlar okunuyordu minarelerden
Seni düşünmeseydim yağmurlu havalarda
Sokaklara çıkmayı göze almazdım.
Melul mahzun dolaşmazdım akşam karanlığında,
Duraklarda yapayalnız kalmazdım.

Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.


Yavuz Bülent Bakiler