yeraltıedebiyatı
__________________________________________________________
yeraltıedebiyatı
beş para etmez hikayeler | hoşa gitmeyecek anılar | uyduruk şiirler |
her şeye rağmen | hayatta kalma mücadeleleri |
açılmayan yerler | verilmeyen haklar | görülmeyen şeyler |
köşebaşı kavgaları | bi sarımlık cigaralar | yalnızlık |
anlatamayış | arayamayış | bulamayış | ve daha niceleri
-uzaklaş, durma kaç!
__________________________________________________________
yeraltıedebiyatı
beş para etmez hikayeler | hoşa gitmeyecek anılar | uyduruk şiirler |
her şeye rağmen | hayatta kalma mücadeleleri |
açılmayan yerler | verilmeyen haklar | görülmeyen şeyler |
köşebaşı kavgaları | bi sarımlık cigaralar | yalnızlık |
anlatamayış | arayamayış | bulamayış | ve daha niceleri
-uzaklaş, durma kaç!
__________________________________________________________
3 Şubat 2013 Pazar
bazen;
''Gizli bir yaşamın, ikili yaşamın karmaşıklığı beni mahvediyor. Yine de artan bir hızla bunu yaşıyorum.''
Zihnime sahip olamıyorum; tuhaf ve sefil düşünceler saldırıp zihnimi işgal ediyor. Sonuç olarak kendimi küçük görüyor, dürüstlüğümden kuşku duyuyorum. Aslına bakılırsa, onların beni hapsetmelerine hınçlanıyorum. Cesaretim de yok (belki var). Yaşamımı değiştirmeye ya da bu şekilde sürdürmeye yetecek cesarete de sahip değilim (belki). Yaşama nedenimi artık bilemiyorum, bir amacım kalmadı.
Bir şey yapmalıydım ve saplantıma doğrudan saldırmayı denedim.
Saplantıma doğrudan saldırmak! Bu beni mahvediyor. Bütün yaşamımı tüketiyor. Şimdiki anı yaşamıyorum. Ya geçmişte ya da asla olmayacak bir gelecekte yaşıyorum. O'nunla ilgili saplantımın yüzeysel şeylere takılıp kalmama sebep olduğu ve daha derin, daha karanlık düşüncelere yer bırakmadığı kesinlikle doğru.
''Kendini kandırıyor: Seçim yapıyor, ama yaptığı seçimdeki adam olmayı reddediyor..''
Bu adam belki çok derinlere bakıp kendi varlığının korkunçluğunu gördü. Evet, belki çok şey gördü! Belki zamanın her şeyi ezip öğüten o koca dişlerini gördü. Ya da kendi önemsizliğini -yalnızca bir zerreden ibaret olduğunu- ya da yaşamın geçiciliğini ve raslantısallığını gördü. Duyduğu ham bir korkuydu ve dayanılmazdı. ...
Çok geçmeden bütün varlığı bu değersiz ıvır zıvırla doldu. Zihninin, soylu fikirler için yapılanmış geniş bulvarları bu çöplüklerle tıkanmaya başladı. Bir zamanlar büyük fikirler düşünmüş biri olması ile ilgili anıları giderek bulanıklaşıyor ve solup gidiyordu.
''Bir yerlerde bir yanlış olduğuna dair içini kemiren bir endişeyle kalakalmıştı ve sanki aradığı cevap oradaymış gibi çöpleri eşeleyip duruyor..''
-bu düşüncelerin ardında daha derin ve daha karanlık kaygılar yatıyor-
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder