yeraltıedebiyatı
__________________________________________________________
yeraltıedebiyatı
beş para etmez hikayeler | hoşa gitmeyecek anılar | uyduruk şiirler |
her şeye rağmen | hayatta kalma mücadeleleri |
açılmayan yerler | verilmeyen haklar | görülmeyen şeyler |
köşebaşı kavgaları | bi sarımlık cigaralar | yalnızlık |
anlatamayış | arayamayış | bulamayış | ve daha niceleri
-uzaklaş, durma kaç!
__________________________________________________________
yeraltıedebiyatı
beş para etmez hikayeler | hoşa gitmeyecek anılar | uyduruk şiirler |
her şeye rağmen | hayatta kalma mücadeleleri |
açılmayan yerler | verilmeyen haklar | görülmeyen şeyler |
köşebaşı kavgaları | bi sarımlık cigaralar | yalnızlık |
anlatamayış | arayamayış | bulamayış | ve daha niceleri
-uzaklaş, durma kaç!
__________________________________________________________
22 Haziran 2013 Cumartesi
vazgeçilmez olana mektup
-I. kısım-
nasıl bir şey bu? sana soruyorum. vazgeçilmez olmak nasıl bir şey?
''birine vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğin an ilk vazgeçeceği kişi sen olursun.'' demiş Freud. pek haksız değil gibi.
ben hiç vazgeçilmez olmadım. vazgeçen ve vazgeçilen oldum, fakat bunun konumuzla alakası yok. sanırım sen oldun, belki pek çok kez. ne hissettiriyor bu sana?
vazgeçilmez olmak: sınırsız örgürlük mü? sınırsız işkence fırsatı mı? ne?
vazgeçilmez oluşun masumiyetini kaybettiriyor sana. benim masum sevgim karşısında sen masumiyetini kaybediyorsun, benim sevgili masum olmayan vazgeçilmezim.
''istediğimi yaparım, istediğimi söylerim, çünkü ben vazgeçilmezim.''
evet aynı bunun gibi işte. iç sesin bunu söylüyor olmalı. vazgeçilmez olmak; süperegonun egon üzerindeki hakimiyetini azaltıyor, belki de yok ediyor. sonra sen bu canice tutkularınla baş başa kalıyorsun. egona teslim oluyorsun.
ve ben bu durumu sonlandırmak istedim.
senin vazgeçilmezliğini kırmak istedim.
tahtını sarsmak.
otoriteni alaşağı etmek.
seni bu sanrıdan kurtarmak istedim.
kaybettiğimiz masumiyete geri dönmek istedim.
bunu sana saldırmadan yapamazdım.
bunu senden kaçmadan yapamazdım.
bunu kaybetmeden yapamazdım.
belki başardım, veya mükemmel bir şekilde çuvalladım, bu mühim değil. kendime olan görevimi yerine getirdim, bu mühim. gerisi pek umrumda değil açıkçası.
benim düş kırıklarımdan yaptığım binlerce oyuncağım var. onlarla gayet mutlu olabilirim, bir şeyleri umursama evresini çoktan geride bıraktım. sevgi varken sevgisizliği başarmak benim en büyük yeteneğimdi ve buna alıştım. bu durum gerçekten çok rahat. sana da söylüyorum, beni rahat bırak.
-seni kaybedişimin yanında kendimi kaybedişimin ne önemi var?-
...
-II. kısım-
neden seversin? neden vazgeçilmez olur?
çok düşündüm.
-kendimce- pek çok şey keşfettim, ve keşfettiğim her şeyden nefret ettim. olan ile olması gereken arasında sıkışıp kaldım. olandan nefret ettim, olması gerekene ulaşamadım. kaybettim, ben yenildim. ama ona değil, kendime. kendi olması gerekenime yenildim. kurtulmak istedim mi? bazen, bazen istedim. kurtulmalıyım dedim ama bu çaresiz bir durumdu, yapacak bir şey yok.
çünkü birini sevmek karşılıksız olmalıydı.
-gerçek sevgi
ve tek olmalıydı.
bu gibi kurallar yüzünden o vazgeçilmez oluyor ve sen de geri adım atamıyorsun. çünkü kurallarına ihanet edemezsin! çünkü bir kere seviyorum dedin! ve inandın! kurduğun bütün her şeyin yıkılmasını göze alamazsın.
not: şimdi böyle düşünüyorum fakat yarın aksini de söyleyebilirim. sanırım kafam karmakarışık.
kural: sevilen tektir, biriciktir.
kural: sadece bir kişi gerçek sevgiyi yansıtabilir.
kural: onu bulduğuna inandıysan, bunun geri dönüşü yoktur.
not: kendi koyduğun kurallardan vazgeçmek, başkalarının koyduğu kurallardan vazgeçmekten çok daha zordur.
sonrasında işler daha da karıştı: kendine koyduğun kuralları gerçekten senin belirlediğinden nasıl emin olabilirsin?
şöyle iki ikilem var:
-senin varoluşundan önce bir özün var mıydı, yoksa özünü varoluşundan sonra sen mi oluşturuyorsun?
-özsel olarak sevgi diye bir şey var mı(sevgi ideası), yoksa onu sen mi oluşturuyorsun?
VE ŞİMDİKİ DÜNYADA SEVGİ DİYE BİR ŞEYİN OLMADIĞINI FARKETTİM.
bu varoluşsal problemlerden kaçmak için sevgiye sığınıyor insanlar.
(not: burada bahsi geçen sevgi gerçek sevgi değil, ona asla ulaşamayacağız.)
sevgi bir liman, korkakların limanı. sahte sevgiler peşinde koşup kendimi kandıracak değilim, değil mi? bizim ona ihtiyacımız yok.
sen, ona sahip olamamanın yarattığı ID evresindeki tutkuya yeniliyorsun.ego bile değil bak, ID!
onu vazgeçilmez kılan bu işte.
şimdi sen, sevgi dediğin şeyin nasıl bir yanılgı olduğunu anlıyor musun? bize öğretilen sevginin -ya da bizim öğrendiğimiz sevginin- gerçek sevgi ile uzaktan yakından alakası yok, ben buna inanıyorum.
sevgi böyle bir şey değil.
sevgi böyle bir şey olmamalı.
ve açıkçası ızdırap verici bir durumdayız. özlem duyduğumuz şeyin ne olduğunu bile bilmiyoruz, ne kötü!
gerçek şu ki; gerçek denen şeye asla ulaşamayacağız.
hakikatin kendisi bile karamsar: ''gerçeğe ulaşamayacağımız gerçeği''
...
kamera arkası: gideyim de bi sigara yakayım.
Etiketler:
kimse vazgeçilmez değildir,
mektup,
sevgi,
vazgeçilmez,
vazgeçilmez olana mektup,
vazgeçilmez olmak,
yanılgı,
yek,
yekadam,
yekpareadam
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder