yeraltıedebiyatı

__________________________________________________________

yeraltıedebiyatı
beş para etmez hikayeler | hoşa gitmeyecek anılar | uyduruk şiirler |
her şeye rağmen | hayatta kalma mücadeleleri |
açılmayan yerler | verilmeyen haklar | görülmeyen şeyler |
köşebaşı kavgaları | bi sarımlık cigaralar | yalnızlık |
anlatamayış | arayamayış | bulamayış | ve daha niceleri
-uzaklaş, durma kaç!

__________________________________________________________

13 Ocak 2013 Pazar

yek 2






Suskunun dokunulmazlığı içine hapsolmuş gibiyim ve suskunluk sadece konuşmamak demek değildir, anlıyor musun? İstenecek, aranıp bulunacak hiçbir şey bırakmıyorum kendimden.

Durmanın kendisi bile daha ağır bir sallantıdan başka bir şey değildir, biliyorum. Düşüncem her zaman ileri götürmüyor beni; bir o yana, bir bu yana yalpalatıyor, gelişigüzel: hafif bir tekne gibi. Doğal bir sarhoşlukla, salına serpile yürüyüp gidiyorum. En yararlı düşüncelerimi gevşek ve özentisiz adımlarla yürütüyorum; ölümde ve insan yaşamında başa gelebilecek en belalı durumlarda bile böyle davranıyorum. Belki de tehlikeyi düşünemeyecek kadar hastayımdır.

Yeni umutlara düşmekten, yeni işlere girişmekten kaçınıyorum; bıraktığım her yeri son kez selamlıyorum; benim olan her şeyden her gün biraz daha elimi çekiyorum. Bazen kendi kendimden ayrıldığım oluyor.

Ben her şeyden önce düşüncelerimi anlatıyorum, bunlarsa ün ve eser haline gelemeyecek kadar belirsiz şeyler: onları söz haline getirmekte bile güçlük çekiyorum. Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir; başkasına değil kendime ders veriyorum. Yalnız kendimle uğraşıyorum; delilik ediyorum, bundan zarar görecek başkası değil, benim, biliyorum. Kaldı ki canım bir deliye gülmek isterse, hiç uzağa gitmeden, kendi kendime gülebilirim, bunu da biliyorum.

Çaba göstermekle ilgili hiçbir anım yok. Yaşamımda en küçük bir mücadele izi bulamazsınız, benim yapım hiç kahramanlığa özgü değildir. Deneyimim bir şeyi ''istemeyi'', bu şey için tutkuyla çabalamayı, bir ''amacı'' hedeflemeyi veya bir arzuyu gerçekleştirmeyi hiç bilmez.

Sen her şey yolunda gitsin istersin, bense ne diyeceğimi bile bilemem.

Ruhumuzun ele avuca sığmayan akışını gözlemek, onun karanlık derinliklerine kadar inmek, türlü hallerindeki bunca incelikleri ayırdedip yazmak sanıldığından çok daha zahmetli bir iştir. Sonra bir taraftan bu işin o kadar başka, o kadar garip bir zevki de var ki insanı dünya işlerinden, hem de en değerli dünya işlerinden çekip alıyor. Birkaç yıldır düşüncelerimin kendimden başka bir amacı yok; yalnız kendimi sorguya çekiyor ve inceliyorum.

Sanırım yeni bir yazı çözmeye uğraşıyorum, ve savaştığım insanlara kapalı harfler.

Büyük bir düşünceyle baş baka kalmak dayanılmaz bir şeydir. Bu düşünceyi iletebileceğim ve bu düşünceden dolayı ölmeyecek insanları arıyor ve çağırıyorum. Fakat, belki de bulamadığım içindir ki:

''Mutlak yalnızlık bana, gittikçe temel bir formül gibi, asıl tutkummuş gibi geliyor. Yani yapıtların en güzellerini yarattığımız anları yalnızlığa borçluyuz. Pek çok şeyi, yalnızlık uğruna feda etmeyi bilmek gerekir. (Nietzsche)''


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder